Vücudun beslenmesini sağlayan temel maddeler, sindirim sistemindeki kimyasal dönüşümler sonucunda oluşur. Sindirilen bu besin maddeleri daha sonra bağırsak duvarından kan dolaşım sistemine geçerler. Kan dolaşımı sayesinde ilgili organlara sevk edilmiş olurlar.
SÜTÜN FİZYOLOJİK OLUŞUMU |
İnsanlar ne hayvanın karnındaki yarı sindirilmiş besini ne de hayvanın kanını doğrudan tüketemezler. Dahası bunların herhangi birini ya da karışımlarını doğrudan tüketmeleri ciddi zehirlenmelere hatta ölüme bile yol açabilir. Ne var ki Allah, yarattığı son derece kompleks biyolojik sistemler sayesinde, bu sıvıların içinden temiz ve sağlıklı bir gıdayı insanların faydasına sunmaktadır.
Böylece insanların doğrudan tüketemeyeceği kan ve yarı sindirilmiş besinden içilir nitelikte, besleyici süt üretilmiş olur.
Arap alimi İbn-i Nefis, 1242 yılında insan vücudundaki kan dolaşımını ilk kez doğru olarak tarif eden kişi olmuştur. İngiliz doktor William Harvey'in 1616 yılında ilan ettiği kan dolaşımı modeli ise, konu hakkındaki bilgilerin yaygınlaşmasında etkili olmuştur. Dolayısıyla Kuran'da sütün bileşenlerinin asıl kaynağı, yüzyıllar öncesinden en doğru şekilde tarif edilmiştir. Memelilerin sindirim sistemine, kan dolaşımına yönelik uzmanlık gerektiren böyle bir bilginin, Kuran'ın indirildiği dönemde insanlar tarafından bilinmesinin mümkün olmayacağı son derece açıktır.
Görüldüğü gibi Nahl Suresi'nin 66. ayetinde, sütün biyolojik oluşumu ile ilgili tarif edilenler, fizyoloji, anatomi gibi bilimlerin günümüzde ortaya koyduğu bilgilerle büyük bir uyum içindedir.
Alıntı "www.kesinbilgi.blogspot.com"


0 yorum:
Yorum Gönder