Teknoloji, insanoğlunun yeryüzünde bulunan elementleri belirli bir
amaca göre şekillendirmesiyle ortaya çıkmaktadır. Bu elementlerden sadece
birkaçını incelediğimizde bile, varlığına çok alıştığımız bu cevherlerin
aslında ne kadar mucizevi bir yapı taşıdıklarını görürüz. Bunlardan biri de hem
teknoloji hem de yaşam için son derece gerekli olan 'demir' elementidir.
Demir yeryüzünde en yaygın olarak
bulunan elementlerden biridir ve yerkabuğunun yaklaşık % 5'ini oluşturur. Bu
element, üzerinde yaşadığımız dünyanın en temel fiziksel dengelerinden nefes
aldığımız havayı kullanabilmemize kadar, yaşamın her aşamasında çok büyük bir
rol oynar.
Demir, bizim solunum sistemimiz için de büyük bir önem taşır. Bu madde,
insan kanında bulunan hemoglobin içinde oksijenle hassas bir bileşim oluşturur.
Bu sayede, son derece yakıcı olan oksijen atomları kontrol altına girer. Demir,
çok değerli bir enerji kaynağı olan oksijeni, hücrenin solunum mekanizmasına
yönlendirir. Yani nefes alabilmemiz bile vücudumuzdaki demir miktarıyla
ilgilidir.
Eğer demir olmasaydı:
O zaman, üzerinde yaşadığımız gezegen yaşama uygun olmayacaktı!
Nefes alamazdık! (Yukarıda detayını verdik.)
Dünya, oluştuğu ilk dönemlerde ısınamayacak ve dolayısıyla atmosfer ve
hidrosfer de oluşmayacaktı.
Dünyayı göktaşlarından koruyan manyetik alan oluşmayacak; radyasyon
kuşakları, ozon tabakası olmayacaktı. Yani Dünya, ölü bir gezegen
olacaktı.
Demir, insanların kurdukları medeniyetlerin de en önemli maddi
temelidir. Çünkü sanayi, çelik sayesinde vardır; çelik de demirin karbonla
birleşiminden oluşur. Bugün hayatımızı kolaylaştıran ve kalitesini artıran
yüksek teknoloji ürünlerinin tümü, sanayinin yansımalarıdır. Eğer demir
olmasaydı, dünya üzerindeki teknolojik düzey de, basit tahta araçların ötesine
geçemeyecekti.
Demir, Kuran'da dikkat çekilen elementlerden biridir. Kuran'da,
"Demir" anlamına gelen "Hadid" suresinde Allah şöyle
buyurmaktadır:
... Ve kendisinde çetin bir sertlik ve insanlar
için (çeşitli) yararlar bulunan demiri de indirdik... (Hadid Suresi, 25)
Ayette, demir için kullanılan "enzelna" yani
"indirme" kelimesi, mecazi olarak insanların hizmetine verilme
anlamında düşünülebilir. Fakat kelimenin, yağmur ve güneş ışınları için
kullanılan "gökten fiziksel olarak indirme" şeklindeki gerçek anlamı
dikkate alındığında, ayetin çok önemli bir bilimsel mucize içerdiği görülmektedir.
Çünkü modern astronomik bulgular, Dünya'daki demir madeninin dış uzaydaki dev
yıldızlardan geldiğini ortaya koymuştur.
Bununla birlikte Hadid Suresi, demir elementinin kimyasal sembolüne de
işaret etmektedir. Çünkü bu surenin tam ortasındaki 15. ayetin Arapça okunuşu,
"Fe" harfi ile başlamaktadır. Demir elementi de kimyada
"Fe" olarak gösterilmektedir.
Aynı zamanda Kuran'ın 57. suresi olan "El-Hadid" kelimesinin
Arapçadaki sayısal değeri (ebcedi) hesaplandığında karşımıza çıkan rakam, sure numarası
ile aynıdır: "57". Sadece "hadid" kelimesinin sayısal
değeri hesaplandığında ise elde ettiğimiz sayı 26'dır. 26 sayısı, periyodik
cetvelde de görüldüğü gibi, demirin atom numarasıdır. Atom numarası, demir
dahil tüm elementler için en önemli kavramdır. Herşeyin bilgisine sahip
Rabbimiz'in vahyi olan Kuran'da, Hadid Suresi ile hem demirin oluşumuna hem de
atom numarasına işaret edilmektedir. (Doğrusunu Allah bilir.)
El-Hadid Suresi Kuran'ın 57. suresidir, El-Hadid kelimesinin Arapçadaki
sayısal değeri de 57'dir.
Sadece "hadid" kelimesinin sayısal değeri 26'dır. 26 sayısı
ise demirin atom numarasıdır.


0 yorum:
Yorum Gönder